Aliye Hanım’ın Hikayesi

Girit’ten Cunda’ya Aliye Hanım’ın hikayesi…

Bugün Cunda’da evinizde hissetmeniz için rahat ve konforlu bir hizmet sunan Aliye Hanımın evi, anneannemiz Aliye Hanım’ın gelin geldiği, yıllarca yaşadığı evi, bizim ise çocukluk anılarımızın sevgi dolu anneanne kucağıdır.

Türkiye ve Yunanistan arasında alınan mübadele kararının ardından Girit’ten ayrılan Aliye Hanım, on bir kardeşinin beşini geride bırakmak zorunda kalmış ve kendisini hiç tanımadığı bir dünyaya götürecek olan gemiye sadece altı kardeşini alarak binebilmişti.  Hastalık ve zorlu gemi yolculuğu sonrasında iki kardeşini aynı gün içinde kaybeden Aliye Hanım o zamanlar 24 yaşlarındaydı. (1900 doğumlu olduğunu tahmin ediyoruz.)

Cunda adasına gelen Aliye Hanım ve kardeşlerini, dilini hiç bilmedikleri bu topraklarda yeni bir yaşam mücadelesi bekliyordu.  Tüm varlığını Girit’te bırakan aile var gücüyle, hayatta kalmaya ve yeni ülkelerine alışmaya çalıştı.  Aliye Hanım ve kardeşleri tarlalara gidip çalışarak ya da zeytin toplayarak yaşamlarını devam ettirdi.

30’ lu yaşlarına gelen Aliye Hanım evlenerek bu eve gelin geldi ve tek çocuğu olan biricik kızı Gülşen’i bu evde dünyaya getirdi. Hayatı filmleri aratmayacak zorlu bir mücadele ile geçen Aliye Hanım 95 yaşına kadar bu evde eşi, kedisi, çiçekleri, ağaçları ve bu eşsiz manzara ile hayatını devam ettirdi. Kendi anneannemiz diye söylemiyoruz dünyanın en konuk sever insanlarından biriydi. Kapısını çalan hiç kimseyi bir şey yedirip içirmeden bırakmaz, ilerlemiş yaşına rağmen konuklarını hep mutfaktan gelen nefis kokular karşılardı.

İşte bu sebeple Anneannemiz Aliye Hanım 1999 yılında vefat ettikten sonra da bu çatının altında onun konuk severliğini devam ettirmek istedik. Sizleri de Cunda’nın merkezinde denizin kıyısında oturup, tam karşınızda bulunan Tavuk Adası, boğaz ve fener manzarası eşliğinde huzurlu ve güzel bir tatil geçirirken Aliye Hanım’ın kahvesini içmeye bekliyoruz.